Ali Dede ve Tahta Çanak Masalı
Günlerden bir gün, Ali Dede, oğlu, gelini ve torunu sofraya oturmuş yemek yiyorlardı. Ali dede iyice yaşlanmıştı. Gözleri eskisi kadar iyi görmüyor, elleri titriyor, kulakları da iyi işitmiyordu. Artık yemek yerken dahi çok zorlanıyordu. Bazen elleri iyi tutmadığından elindeki tabağı, kaşığı döküp sofrayı, üstünü başını kirletiyordu. Bu duruma başta gelini çok kızıyordu, sonra da gözü gibi bakıp büyüttüğü oğlu.. Ali dedenin evdeki tek dayanağı iyi kalpli Selim idi. Selim yaşlılığın bilincindeydi, anne babasına bunun normal olduğunu, dedelerine kızmamaları gerektiğini anlatmaya çalışıyordu..
Yine bir akşam ailece sofraya oturdular. Ali Dede, tuzu alayım derken, eli tabağın üstüne geldi ve tabağındaki yemek yere döküldü. Masa örtüsü kirlendi, tabakta kırılmıştı. Gelini bu duruma çok kızdı, Ali Dede’ye sesini yükselterek, biraz daha dikkatli olamaz mısın, sakar adam diye bağırdı. Ali Dede, üzgün bir şekilde odasına gitti. Açlıktan karnı ağrımasına rağmen üzüntüden bir şey yiyemiyordu, durmadan ağlıyordu.. Allah’a yalvarmaya, dua etmeye başladı. “Allah’ım lütfen beni bu durumdan kurtar, çocuğuma ve gelinime daha fazla yük olmak istemiyorum”
Sabah olmuştu, Selim’in babası elinde bir tahta çanak ve kaşıkla içeriye girdi. Ali Dede’nin yatağını bahçedeki kulübeye taşıyorlardı. Ali Dede artık bahçedeki kulübede kalacak, yemeğini de orada yiyecekti.
Selim bu duruma çok üzüldü. “Annem ve babam neden böyle yapıyorlar?” Onlar da bir gün gelecek, ihtiyar olup güçsüzleşecekler, elleri ayakları zayıf düşecek, onların da eli ayağı eskisi gibi tutmaz olacaktı. Bunu anne ve babasına güzel bir şekilde anlatmalıydı.
Yine bir gün yağmur yağıyordu. Selim’in annesiyle babası evde oturuyorlardı. Selim, bahçede bulduğu birkaç tahta parçasını odaya getirdi. Elinde bir bıçak tahtayı oymaya başlıyordu. Anne ve babası meraklı gözlerle Selim’e bakıyorlardı. Acaba Selim bu tahtayı neden oyuyordu? Babası Selim’e sordu:
-Selim oğlum bu tahtalar ne yapıyorsun?
-Tahta çanaklar, kaşıklar yapıyorum.
-Tahta çanakları, kaşıkları ne yapacaksın?
-Sizin için yapıyorum!
-Bizim için mi yapıyorsun?
-Evet sizin için yapıyorum.
Bir gün sizler de yaşlanacaksınız, eliniz ayağınız zayıf düşecek. Sizin de bu tahta çanaklara ihtiyacınız olacak demiş. Anne ve babası hatalarını hemen anladılar, yaptıklarından pişmanlık duyup. Ali Dede’nin yanına gidip ondan özür dilediler. Ali Dede’yi tekrar evlerine alarak onunla beraber mutlu mesut yaşadılar.