Keloğlan Zeka Küpü Masalı
Keloğlan zeki oğlanın yeni bir masalıyla sizlerleyiz. Akıl küpü Keloğlan’ın serüvenin hep beraber okuyalım. Keyifli okumalar.. Bir zamanlar, uzak ülkelerin birinde, yemyeşil bir ormanın yanı başında Keloğlan’ın yaşadığı bir köy varmış. Keloğlan’ın bir tek anacığı, anacığının da bir kel oğlu varmış. Dünyada başka kimsecikleri olmadığı için de hep birbirlerine destek olurlar, kuru ekmek yeseler bile kimselere belli etmezler, padişahlara layık yemekler yedik diyerek de kötü durumlarından kimseleri haberdar etmezlermiş.
Keloğlan hem çok akıllı aynı zamanda çok tembel bir insanmış anası ona bahçeden bir soğan alda gel oğlum dese iki saat düşünür, üç saat hesap yapar ve o soğanı nasıl ayağına getirebilir onu düşünürmüş. Ama sonunda bir yolunu bulurmuş. Fakat annesi de duruma çıldırır dururmuş.
Günler böyle akıp giderken, keloğlanın annesi hastalanmış ve bütün işler keloğlana kalmış.O günden sonra, o tembel keloğlan gitmiş yerine çok çalışkan ve aklı başında bir keloğlan gelmiş.Annesi yattığı yerden keloğlana emirler yağdırıyor bizimkide oradan oraya koşuyormuş.
Bu böylece günlerce sürüp durmuş. keloğlan sonunda yorgunluktan bir köşeye düşmüş. O sırada bir fare keloğlanın yanına gelip
– Keloğlan keleş oğlan her işi beleş oğlan nasıl çalışmak zor geliyor değil mi? demiş.
Keloğlan gözünü aralamış ve fareyi kovalamaya başlamış fare tekrar gelmiş bu sefer iyice yaklaşıp;
-Hey duydun mu prensesin başına gelenleri, her kim prensesi iyileştirirse kral onu onu kızı ile evlendirecekmiş. demiş. Sonra bir çırpı da anlatmış.
Güzeller güzeli prenses aylardır ağlayıp duruyormuş ve onu kimseler susturamıyormuş. Kızımı güldüren her kim olursa olsun onu prens yapacağım demiş kral.
Keloğlan bunu duyduktan sonra
-Bu iş böyle olmayacak başka şeyler yapmak lazım diye hoplayıp zıplamaya başlamış. Öyle hoplayıp zıplayarak evlerinin yakınında bulunan dağın eteklerine kadar gelmiş. Sonra dağın eteklerinde açan çiçekleri toplamış. Bu çiçeklerin özelliği insanları kıkır kıkır güldürmesi olmuş annesinden öğrendiği kadarı ile eğer hepsini bir araya getirirse prensesi güldürebileceğini biliyormuş
Bütün gün topladığı çiçekleri bazı karışımlar ile suladıktan sonra sarayın yolunu tutmuş az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş sarayın kapısına geldiğinde iki takla atıp sırada bekleyenlerin yanında sıraya geçmiş.
Akşama doğru sıra kendisine geldiğinde neredeyse yorgunluktan uyuyacak hale gelmiş. onu içeri almışlar. Keloğlan hemen elindeki kağıdın içine sakladığı çiçekleri prensese uzatmış. Prenses çiçekleri eline alır almaz kıkır kıkır gülmeye başlamış.Öyle çok gülüyormuş ki kral. kraliçe ve beraberindeki prenses ile birlikte gülmeye başlamış. Prenses mutluluktan uçuyor gibiyimiş. Keloğlan o gün kurulan bir düğün ile prenses ile evlenmiş. Annesini hasta yatağından almış ve saraya getirmiş.Annesi de kel oğlunun başına kocaman bir öpücük kondurmuş.
Gökten üç elma düştü, biri Keloğlan’ın başına, biri masalı okuyanın başına, diğeri tüm iyi insanların başına..