Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde her ormanda olduğu gibi bu ormanda da kurnazlığı ile nam salmış bir tilki yaşarmış. Çalışmayı, yiyecek aramayı hiç sevmez onun yerine diğer hayvanların topladıklarına göz koyarmış.
Bir sabah uyandığında evinden dışarı bakmış ve maymun dallardan topladığı muzlarla evine doğru yürüyormuş. Tilkinin aklına hemen bir plan gelmiş ve evden çıkıp maymunun yanına gitmiş. Tilki: “Merhaba, ne kadar çok muz toplamışsın. Senin için bu muzları saklamamı ister misin?” diye sormuş. Maymun: “Aslında saklayabilirsin, yarısını al” demiş ve muzların yarısını saklamak için tilkiye vermiş. Tilki muzları alıp evine girmiş ve hepsini afiyetle yemiş. Bir kaç gün sonra maymun muzları istediğinde tilki muz verememiş ve maymun kandırıldığını anlamış, bir daha tilkiye hiç inanmamış. Tilki bu durumdan yine de memnunmuş çünkü çalışmadan yemek almak çok hoşuna gitmiş. Tilki aynı olayı fareye de yapmış. Farenin elinde gördüğü peynirleri saklamak için almış ama hepsini yemiş. Fare peynirleri geri istediğinde verecek peyniri yokmuş. Fare de kandırıldığını anlamış bir daha tilkiye hiç inanmamış. Ama tilki yine de memnunmuş çünkü karnı doymuş.
Tilki bu kurnazlığını bir kaç hayvana daha yapmış. Fakat bir gün kendisi gibi bir tilkiye rastlamış ve diğer tilki bizim kurnaz tilkinin elinde ne varsa alıp onu kandırıp gitmiş. Tilki gidince, kurnaz tilki kandırıldığını anlamış ve bugüne kadar arkadaşlarına yaptığının kötü bir şey olduğunu anlamış. Bütün arkadaşlarından özür dilemiş ve bir daha kimseyi kandırmayacağına söz vermiş. Çünkü bazen “Bir musibet bin nasihatten iyiymiş”. Masal da burada bitmiş.
Kısa masal okumayı seviyorsanız Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.