Serin bir ekim sabahı gözlerini heyecan ve neşe ile açan Mehmet koşarak annesinin yanına gitti. Annesi Mehmet’i mutfak kapısında görünce “Günaydın” dedi. Mehmet de coşkuyla annesine “Günaydın anneciğim” dedi ve devam etti. “Çok heyecanlıyım anne, bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı” dedi. Annesi “Evet oğlum, bende senin kadar heyecanlıyım. Bugün tam 101 sene oldu ve kendimi bildiğim ilk günden beri bu anlamlı günde kalbimde kelebekler uçuşuyor” dedi.

Mehmet annesini dinlerken “Vay be 101 sene… Bu çok uzun bir zaman anneciğim, Yaşasın Cumhuriyet” dedi ve hemen kahvaltısını bitirip, tören kıyafetini giydi. Evden ailecek neşe içinde çıktılar. Okulun kapısından girdiklerinde her yerin bayraklarla süslendiğini gördü. Okul giderek kalabalıklaşıyordu ve Mehmet sürekli içinden okuyacağı şiiri tekrarlıyordu. Bir süre sonra bütün çocuklar sıralarına geçti, veliler de heyecanla sahneyi izlemeye başladı. Okul müdürü konuşmasını yapmak için sahneye çıktı ve Atatürk’ün Cumhuriyet’i nasıl kurduğunu ve ülkemize nasıl özgürlük getirdiğini anlattı. Mehmet, içindeki sevgiyi tarif edemiyordu. Gözleri sahnede ama aklı Atatürk’teydi. Onun sayesinde bayramı bu coşkuyla kutlayabiliyor, gururla marşlarını okuyabiliyordu. Okul müdürünün konuşması bitince çocuklar sırayla sahneye çıktı ve gösterilerini yaptı. Sonunda sıra Mehmet’e geldi. Mehmet’in kalbi hızla atıyordu, sahneye çıkıp eline mikrofonu aldı.

Mehmet’in gözleri ise sadece Atatürk’ün resmindeydi. Mehmet şiirini okumaya başladı, o sırada kendisini Atatürk’ün askerlerinden biri gibi hissediyordu. İçindeki heyecan, Atatürk’e olan sevgisiyle birleşip ona güç veriyordu. Şiir bittiğinde herkesin alkışları Mehmet’i mutlu etti. O an, Cumhuriyet’in değerini ve Atatürk’ün mirasını yüreğinde daha derin hissetti. Mehmet hayatı boyunca bu özel günün anlamını bilip yaşadı ve Cumhuriyet’e her zaman sahip çıktı ve çıkmaya devam ediyor…

Daha fazla kısa hikaye okumak isterseniz Kısa Hikayeler kategorimizi inceleyebilirsiniz.