Bir zamanlar küçük bir şehirde yaşayan Derin ve Doruk adında iki kardeş varmış. Derin 7 yaşında, Doruk ise 5 yaşındaymış. İki kardeş çok iyi anlaşır, birlikte oyunlar oynar, eğlenceli vakit geçirirlermiş. Derin 2. sınıfa Doruk da anaokuluna gidiyormuş.
Zaman hızla geçip gitmiş, sonbahar gelmiş. Havalar soğumaya, ağaçlarda ki yapraklar dökülmeye başlamış. Kardeşlerin anneleri çocuklara sonbahar ve kış alışverişi yapmak istemiş. Bir hafta sonu ailecek dışarı çıkmışlar, Derin ve Doruk için, mont, atkı, eldiven, kazak gibi kışlık giysiler almışlar. Derin’in montu kırmızı, Doruk’unki ise lacivertmiş. İkisi de montlarını çok sevmiş üstlerinden hiç çıkarmayacaklarını söylemişler. Alışverişleri bitince birlikte eve dönmüşler. Tam evlerine girmek üzereyken kapının önünde oturan iki kediyi fark etmişler. Kediler tüylü görünse de titriyormuş. Birbirlerine sokulup ısınmaya çalışıyorlarmış. Derin üzüntüyle Doruk’a dönmüş: “Doruk, biz sıcacık montlarımızı giydik ama bu kedilerin hiç montu yok. Üşüyorlar!” demiş. Doruk da başını sallamış. “Haklısın abla. Onlar için bir şey yapmalıyız” demiş. Kardeşler hemen annelerinin yanına koşmuşlar ve durumu anlatmışlar. Anneleri, çocukların böyle duyarlı olmalarına çok mutlu olmuş. “Onlar için mont, eldiven, atkı alamayız çocuklar ama onlar için sıcacık bir yuva yapabiliriz” demiş anneleri. Çocuklar bu fikre çok heyecanlanmış, hemen bir kutu aramışlar ve bulmuşlar. Kutunun içine eski ama temiz bir battaniye sermişler. Üzerine yağmur geçirmesin diye bir naylon örtü kaplamışlar. Doruk, kutunun yanına bir kâse süt, Derin ise biraz mama koymuş. Yuvayı hazırladıktan sonra kapının önüne yerleştirmişler. Kediler önce biraz tedirgin olmuş ama sonra yuvaya girip battaniyenin üzerine kıvrılmışlar. Birbirlerine bakıp mırıldayarak minnettarlıklarını ifade etmiş gibiler.
O gece Derin ve Doruk pencereden yuvayı izlerken kalplerinde sıcacık bir mutluluk hissetmişler. Artık montlarının sıcaklığı sadece onları değil, kapılarının önündeki kedicikleri de koruyormuş. Ertesi gün sabah uyandıklarında, kedilerin yuvadan başlarını uzattığını görmüşler. Hava hâlâ çok soğukmuş ama yuva onları üşümekten koruyormuş. Derin ve Doruk, yaptıkları iyiliğin ne kadar önemli olduğunu anlamışlar. O günden sonra kapılarının önüne gelen her kedi için yuvayı düzenlemiş, onlara yiyecek bırakmayı alışkanlık hâline getirmişler. Böylece sadece kendileri değil, çevrelerindeki minik dostlar da mutlu olmuş.
Daha fazla hikaye okumak isterseniz Hikayeler kategorimizi inceleyebilirsiniz.