Türk Kültüründe Masallar ve Keloğlan

Yazılı edebiyatın henüz gelişmediği dönemlerde sözlü olarak gelişen edebî anlatılar, temel olarak aynı taslak özelliklere riayet edip, coğrafya ve kültür farklılıklarına göre birtakım değişikliklerle günümüze kadar gelmiştir. Bu anlamda sözlü edebiyatın en çok karşılaştığı türler de fıkra, masal, destan ve mitoloji örnekleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk masal anlatıları ise, sahasında diğer toplumlara nazaran daha çok gelişmiş bir kültür mozaiği öne çıkarmaktadır.

Keloğlan Karakterinin Tarihî Yeri

Hiç şüphesiz, günümüzde dahi Türk masallarında en çok dikkat çeken karakterlerinden biri Keloğlan’dır. Bu karakter, bilhassa Altay ve Türk mitolojisi içerisinde kendisine yer edinmiş, saçı bulunmayan bir kahraman olarak nitelendirilmektedir. Tam anlamıyla halkın içerisinden çıkmış ve bu doğrultuda da doğrudan halkı temsil eden Keloğlan, genel itibarıyla toplumsal yapının hemen hemen tüm niteliklerini bünyesinde barındırır. Buna göre Keloğlan kurnaz, cömert, yardımsever, cesur, mert ve dürüst bir tipleme olarak takdir edilmektedir.

Türk masallarında Keloğlan tiplemesi, genellikle ya fakir bir karı kocanın ya sadece fakir bir kadının çocuğu ya da fakir bir büyükannenin torunu olarak anlatılır. Anlatılan masalların henüz başında genellikle tembel ve beceriksiz olarak lanse edilen Keloğlan, olay örgüsünün ilerlemesiyle birlikte becerikli hâlini, cesur duruşunu ve kurnazlığını ön plana çıkararak olayların üstesinden gelmeyi başarır. Bu hâliyle de başarılı olur.
Farklı Kültürlerde Keloğlan

Esas olarak Keloğlan, salt Türk masallarında da kendisine yer bulmaz. Dolayısıyla Rus, Arap, Acem ve Kafkas ile Batı Avrupa masallarında dahi Keloğlan’a rastlamak mümkündür. Ancak daha çok Türk masallarında sevilmiş olan Keloğlan, diğer farklı milletlerin kültürlerinde değişik adlara da bürünmüştür. Kerkük anlatılarında Keçeloğlan, Kazakistan anlatılarında Taşza Bala, Altay anlatılarında Tastarakay, İran’da Keçel, Gürcü anlatılarında Kel Kafalı Kaz Çobanı, Azerbaycan’da da Keçel Yeğen olarak bilinir.

Modern edebiyat tarihçileri bu tiplemeyi en geç on yedinci yüzyıla kadar götürse de, daha eskilere dayanan birçok masal kahramanının Keloğlan ile birçok benzerliğe sahip olduğu görülmektedir. Bu anlamda en yaygın olan iddialardan biri de, Altay miti içerisinde yer alan Keley isimli yarı tanrının, Keloğlan kahramanın Türk miti içerisindeki en eski hâli olduğudur. Ayrıca eski bir Türk kavmi olan Kırgızlar da, masallarında Çınıbek olarak adlandırdıkları kahramanı Keloğlan’a benzetebiliriz. Bu noktada Çınıbek’in, Keloğlan’ın en eski formu olarak düşünülmesi de olağandır. Ayrıca 1500’lü yıllardan sonra Keloğlan’a benzer mahiyette Pikaro isimli bir kahraman Avrupa’da belirir. Bu kahraman, iletişim dili ile aklını kullanarak daha üstün kahramanları alt eder ve böylece modern aklı temsil eder.

Keloğlan masalları genel olarak dört temel bölüme ayrılmış durumdadır. İlk bölümde Keloğlan ve etrafında yaşayan bireyler tanıtılarak bir giriş bölümü yaratılmıştır. Daha sonra da maceraya ya da serüvene atılacak olan Keloğlan’ı bu duruma hazırlayan etkenler irdelenir. Üçüncü kısımda ise mevcut macera anlatılarak bir serüvene giriş yapılır. Son kısımda artık Keloğlan başarıya ulaşmış ve bu başarıda kurnazlık ile aklın, cesaretin, doğruluğun payını kullanmıştır.
Günümüzde Keloğlan

Günümüzde Keloğlan adına birçok film, masal ve tiyatro oyunu yazılmıştır. Bunların arasında en ünlü olanı ise hiç şüphesiz, senaryosunu Turgut Özakman’ın yazdığı ve Keloğlan rolünde Rüştü Asyalı’nın oynadığı film serisidir. 1970’li yıllarda çevrilen bu filmler, hâlâ daha Türk sinema tarihinin en önemli masal uyarlamaları arasında bulunmaktadır.

Sözlü anlatıda halk kahramanı olarak ortaya çıkan Keloğlan figürü, günümüzde başta çocuklar olmak üzere yediden yetmişe herkes için ayrı bir erdem ve fazilet unsuru oluşturmaktadır.