Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde gölün kenarında yaşayan kurbağa ailesi varmış. Kurbağa ailesinin iki tane yavrusu varmış. Anne kurbağa ve baba kurbağa her gün göle girip yiyecek toplar ve yavrularına yedirirmiş. Yavrular artık kendi yiyeceklerini bulacak duruma gelmişler ama o kadar tembellermiş ki gelen yemeği bile yemeğe üşeniyorlarmış.
Günlerden bir gün anne ve baba kurbağa hastalanmışlar, göle dalıp yiyecek bulmaya halleri yokmuş. Yemek bulma görevi yavru kurbağalarınmış. Fakat gelin görün ki yavrular yemek bulmak yerine hala tembellik yapıyorlarmış. Bir süre evde ki yemeklerden yiyen ailenin yemek stoğu tükenmek üzereymiş. Göl kıyısında bolca yiyecek varmış ama kardeşler nasıl toplayacaklarını bilmiyorlarmış. Evde yiyecekler tükenmiş, açlık başlamış. Bir kaç gün sonra kapılarını komşuları kaplumbağa çalmış ve anne kurbağa ile baba kurbağanın nasıl olduğunu sormuş. Kardeşlerden biri “Hastalıkları devam ediyor ve sanırım artık acıkmaya başladıkları içinde iyileşemiyorlar” demiş. Bunun üzerine komşu kaplumbağa “Artık ailenize bakmanızın zamanı geldi çocuklar, bugüne kadar onlar size baktı, şimdi sizin onlara bakmanız lazım” demiş. Kardeşler bu sözleri dinleyip yemek bulmayı öğrenmeye karar vermişler. İlk başta çok zorlanmışlar, ama sabırla çalışarak bir çok yiyecek bulmayı başarmışlar. Buldukları yiyecekleri anne ve babalarına götürmüşler ve onlarda yavaş yavaş iyileşmeye başlamış.
O günden sonra kardeşler, kış için bir çok yiyecek stoklamışlar ve her gün karınlarını doyurmuşlar. O günden sonra tembellikten vazgeçmiş, hem gölden yemek bulmuşlar hem de evdeki işlere yardım etmişler. Böylece bir daha hiç zor durumda kalmamışlar.
Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.