Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken pireler berber iken ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, dünyalar güzeli bir kız varmış. Bu kızın adı Leyla imiş. Annesi ona saray gözlüm dermiş. Çünkü güzelliği dillere destanmış, sapsarı saçları, yemyeşil gözleri varmış. Bu güzel kızın birde arkadaşı Miran varmış beraber oynamayı birlikte vakit geçirmeyi çok severlermiş.
Bu iki arkadaş hemen hemen her gün görüşüyorlarmış. Oturdukları site sahil kenarındaymış yazın denizde oynarlar, yüzerlermiş. Adeta kumlarla, deniz yıldızlarıyla, taşlarla, beraber büyürlermiş. Oturdukları sitenin içinde birde çocuk parkı varmış. Bu iki arkadaş bisikletleriyle gezerler, koşarlar, scooter sürerek dört dönerlermiş. Günlerden bir gün Miran, Leyla’yı her zamanki gibi evinden çağırmış birlikte sahil kenarına inmişler. İki arkadaş bugün ne oynasak diye düşünürken birden Leyla’nın aklına denizden kum çıkarmak gelmiş. Deniz sığmış, kumu rahatlıkla kendileri çıkarabiliyorlarmış, çıkardıkları kumlarla da çok güzel oyunlar oynuyorlarmış. O günde denizden kum çıkarma oyunu oynamaya başlamışlar, kumları çıkarırken kumların arasından birden bir yengeç çıkmış. Leyla ve Miran çok şaşırmışlar, bağırmaya başlamışlar. “Yengeç, yengeç” diye bütün sahili inletmişler. Leyla şaşkınla “Ne yapacağız şimdi?” diye sormuş. Miran da Leyla gibi ne yapacağını bilemiyormuş. İki arkadaş bir süre sonra yengece bakıp üzülmüşler.
Aslında ilk anda korktukları kadar tehlikeli olmadığını anlamışlar. Yengecin yaşaması için tekrar denize atmaya karar vermişler. Kovanın küreğiyle Leyla ile miran yengeci denize bırakmışlar. Yengeç çok mutlu olmuş gülümsemeye başlamış onlara teşekkür ederek denizin derinliklerinde kaybolmuş. Leyla ile Miran içleri rahat bir şekilde oyunlarına devam etmişler, denizdeki hayvanlar canlı ve onlarında yaşamaya hakları olduğunu birken daha anlamışlar. Masal da burada bitmiş.
Kısa masal okumak isterseniz Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.