Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman için de, küçük bir göletin yanında yanın da yaşayan sevimli bir kurbağa varmış. Bu kurbağanın adı Kurbik miş. Kurbik çok meraklı bir yavruymuş. Annesine ve babasına sürekli sorurlar sorarmış. En çok da doğa ile ilgili sorular soruyormuş. “Anne ağaçlar neden yeşil renk? Baba kuşlar neden ötüyor? Anne gölün derinliği kaç metre?” gibi bir çok sorular soruyormuş.

Günlerden bir gün Kurbağa ailesi, göletin kenarında otururken, Kurbik çimlere uzanmış ve gökyüzünü izlemeye başlamış. O an bulutların beyazlığı dikkatini çekmiş. Annesine dönerek “Anneciğim, bulutların rengi neden pembe, mavi, yeşil değil de beyaz?” diye sormuş. Annesi yine değişik bir soruyla karşı karşıya kaldığı için gülümsemiş. “Evet Kurbik bulutlar beyaz renk ve bu renk onlara çok yakışıyor bence” demiş ve devam etmiş “Bulutlar küçük su damlalarından oluşur ve güneş ışığı bu minik damlacıklara çarpar ve bizlere rengini beyaz olarak gösterir. Ayrıca bu minik damlacıklar yeterince soğur ve birbirine yapışırsa, ağırlaşırlar ve yağmur olarak yere düşerler.” demiş. Kurbik yeni bir bilgi öğrendiği için çok mutluymuş. Annesine teşekkür etmiş ve babasının yanına gidip öğrendiği yeni bilgileri anlatmış. Kurbağa ailesi birlikte gülerek günü bitirmişler ve evlerine girmişler. Ertesi gün göletin olduğu ormanda rüzgar çıkmış ve Kurbik merakla babasının yanına gidip “Babacığım, rüzgar neden esen bir şey?” diye sormuş. Baba kurbağa “Rüzgar, sıcak ve soğuk havanın yer değiştirmesiyle oluşur. Değişen hava da bize esinti olarak hissettir.” demiş. Kurbik yeni bir bilgi öğrendiği için çok mutluymuş.

Aradan aylar hatta yıllar geçmiş, Kurbik her gün yeni bilgiler öğrenmiş. Merakı sayesinde doğanın sırlarını keşfetmeye devam etmiş. Zamanla küçük kurbağa büyümüş, öğrendiği bu bilgiler sayesinde diğer hayvanlara da yol gösterici olmuş. Göletteki diğer yavru kurbağalar da Kurbik’in izinden gitmişler, masal da burada bitmiş.

Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.