Sihirli Fasulye Masalı
Bir varmış, bir yokmuş. Geçmiş zamanlarda, uzak bir ülkede dul ve fakir bir kadın yaşarmış. Kadının tembel mi tembel bir de oğlu varmış. Bir gün o kadar zor duruma düşmüşler ki kadıncağız elinde kalan tek mal varlığı olan ineğini satmaya mecbur kalmış. Oğluna ineği götürüp iyi bir para karşılığında pazarda satmasını söylemiş. Delikanlı ineği alıp pazara satmaya götürürken yolda yaşlı bir adamla karşılaşmış. Yaşlı adam ineğe bakmış ve:
-” Bana bu ineği verirsen sana karşılığında iyi şeyler veririm.” demiş ve cebinden beş fasulye tanesi çıkartmış. Delikanlı şaşkınla:
-” Ne fasulye tanesi mi vereceksin ?” diye sorunca yaşlı adam:
-” Bunlar sihirli fasulye” demiş. Yaşlı adamın sözleriyle delikanlı bu değiş tokuşa razı olmuş. İneği yaşlı adama vererek fasulyeleri alıp eve dönmüş. Eve gelip olanları annesine anlattığında annesi ona çok kızmış, fasulye tanelerini oğlunun elinden alıp dışarı fırlatmış, oğluna o gün yemek vermeyip odasından dışarı çıkmama cezası vermiş.
Sabah olduğunda delikanlı odasının penceresinden dışarıya bakarken bir bitkinin çok hızlı bir şekilde büyüdüğünü görmüş. Bu ne bir ağaç nede başka bir bitkiymiş. Sihirli bir sırık fasulyesiymiş. Delikanlı hemen pencereden sarkıp başlamış tırmanmaya. bir süre tırmandıktan sonra kendisini her şeyin normalden büyük olduğu başka bir yerde bulmuş. Kocaman bir ev karşısında duruyormuş. Eve gidip kapıyı çalmış. Bir kadın açmış kapıyı, delikanlı:
-” Yiyecek birşeyleriniz var mı?” diye sorunca kadın:
-“Var ama dev kocam gelmeden hemen yiyip gitmelisin, dev kocam çocuklara hiç dayanamaz onları hemen yer.” demiş. Delikanlı tam bir şeyler yemek üzereyken dışarıdan yüksek sesle birinin bağırdığını duymuş:
– ” Fee-fi-fo-fun işte bir çocuk kokusu duydum, güzeldir onları yemek.” diye bir ses. Dev kocasının geldiğini anlayan kadın delikanlıya hemen fırına saklanmasını söylemiş. Kocasına da:
-” Ne çocuğu canım sen dün kediye verdiğim et parçalarının kokusunu aldın herhalde.” diye seslenmiş. Dev yemeğini yedikten sonra altınlarını saymaya başlamış bir süre saydıktan sonra yorulup uykuya dalmış. Saklandığı yerden çıkan delikanlı bir kese altını alıp fasulyeden aşağıya atıp fasulyenin sırığına tutuna tutuna aşağıya inmiş. Annesi artık şanslarının döndüğüne inanmak istemiyormuş. Birkaç ay sonra delikanlı ve annesinin elindeki altınlar bitmiş. Delikanlı tekrar devin ülkesine gitmek için sihirli fasulyeye tırmanmış. Devin karısı bu sefer ona kuşkuyla davranıyormuş. Ona geçen sefer geldiğinde bir kese altının kaybolduğunu söylemiş ama yine de onu içeriye almış. Dışarıdan yine:
-“Fee-fi-fo-fun işte bir çocuk kokusu duydum, güzeldir onları yemek” diye devin sesi duyulmuş. Delikanlı hemen fırına saklanmış. Devin karısı deve:
-” Ne çocuğu sen haşlanmış tavuğun kokusunu duymuşsundur.” demiş. Dev yemeğini yedikten sonra karısını ona tavuğunu getirmesini söylemiş. Kadın tavuğu getirdiğinde dev:
-” Yumurtla” diye emretmiş. Tavuk altın bir yumurta yumurtlamış. Delikanlı saklandığı yerden olanları izliyormuş. Delikanlı tavuğu da alıp evine götürmüş. Delikanlı ve annesi böylelikle zengin olmuşlar. Aradan bir yıl geçmiş delikanlı bir daha şansını denemek için sihirli fasulyeye tırmanmış ama bu sefer devin karısına görünmeden büyük bir tencerenin içine saklanmış. Dev içeri girmiş ve;
-“Fee-fi-fo-fun” diyerek tekerlemesine başlayınca karısı :
-“Bu lanet olası çocuksa buradaki fırının içindedir oraya bak” demiş. Dev ve karısı evin altını üstüne getirip çocuğu aramışlar ama bulamamışlar. Dev yemeğini yiyip müzik aleti olan altın harp’ i çıkartıp ona:
-” Söyle” diye emretmiş. Harp, deve şarkılar çalmış, devi uyutmuş. Delikanlı devin uyuduğunu anlayınca harp’i almaya çalışırken dev birden uyanmış, delikanlı sihirli fasulyeden aşağı inerken devde peşinden onu kovalıyormuş. Delikanlı aşağı inince annesine hemen bir balta getirmesini söylemiş. Annesi ile birlikte sihirli fasulyeyi baltayla kesmeye başlamışlar bir süre sonra sihirli fasulye üzerinde dev ile birlikte yere devrilmiş, dev ölmüş. O günden sonra delikanlı ve annesi zengin olarak yaşamışlar. Tavuk onlara her gün altın yumurta veriyor, harpte güzel şarkılar çalıyor, insanlar onu dinlemek için para ödüyorlarmış.
Bilgi: Harp, iki elle, tellerine dokunulmak, telleri hafifçe çekilmek suretiyle çalınan bir çalgı türüdür.