Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde ormanın derinliklerinde kocaman bir bataklık varmış. Bu bataklıkta, kurbağalar, yılanlar, sivrisinekler, kaplumbağalar ve daha bir çok hayvan yaşarmış. Bataklıkta yaşamanın belirli kuralları varmış, suyu temizlemek, yiyecek toplamak, evlerin bakımını yapmak gibi işler varmış. Hayvanlar bu işleri aralarında bölüşerek yaparlarmış.
Kimse bu durumdan şikayet etmez herkes üstüne düşen görevi yerine getirirmiş. Ama gelin görün ki içlerinden bir kurbağa hiç bir iş yapmazmış. Tembel Kurbağa her gün oyun oynar, bataklıkta yüzer ve güneşlenirmiş. Bataklıkta yaşayan diğer hayvanlar Tembel Kurbağanın bu huyunu hiç sevmezmiş, sürekli onu uyarırlarmış. Tembel Kurbağa ise onları duymazdan gelirmiş çünkü çalışmak hiç işine gelmezmiş. Günlerden bir gün bataklıkta bir salgın başlamış. Bu hastalığa yakalanan tüm hayvanlar, halsiz bir şekilde yatıyorlarmış, onlara bakacak tek hayvan ise Tembel Kurbağaymış. Tembel Kurbağa bir kaç gün evinden hiç çıkmamış ve arkadaşlarının hastalığından hiç haberi yokmuş. Yiyeceği bitip dışarı çıktığında bataklığın pislendiğini, yiyeceklerin tükendiğini görmüş. Bir terslik olduğunu anlayan kurbağa, Bilge Yılanın evine gitmiş, aralık olan kapıdan içeri girmiş ve Bilge Yılanın hasta olduğunu görmüş. Tembel Kurbağa “Neyin var Temel Kurbağa?” diye sormuş. Bilge Yılan “Uzun zamandır durmadan çalıştığımız için bağışıklığımız düştü ve hemen var olan salgına yakalandık. Tüm bataklık hayvanları benim gibi hasta. Bu yüzden hiçbirimiz çalışamıyoruz ve ormanımızın durumu çok kötü. Biraz daha işler yapılmazsa tüm emeklerimiz boşa gidecek. Bu yüzden bizler iyileşene kadar bataklığın bütün görevleri senin” demiş. Tembel Kurbağa “Ama ben hepsini tek başıma yapmam” demiş. Bilge Yılan “Kendine güvenirsen yaparsın, herkes yapabiliyorken sen niye yapamıyorsun, kendine güven” demiş. Bilge Yılanın konuşmasından sonra Tembel Kurbağanın kendisine güveni gelmiş ve hemen işlere koyulmuş. Tembel Kurbağa ilk olarak suyu temizlemekle işe başlamış iki gün boyunca suyu temizlemiş, daha sonra arkadaşları için yiyecek toplamış ve tek tek evlere dağıtmış. Yiyecek yiyen hayvanlar biraz olsun kendilerini iyi hissetmişler. Kurbağa arkadaşlarını iyileştirdiği için kendisini değerli ve işe yarar hissetmeye başlamış. Bu his ona çok iyi gelmiş. bir hafta boyunca durmadan çalışmış ve bütün işleri tek başına çeki çevirmiş.
Bir hafta sora hayvanlar iyileşmiş ve evlerinden çıkmışlar. Tembel Kurbağanın yaptıklarını görünce çok mutlu olmuşlar. Kurbağa çok yorgunmuş ama yaptığı işler karşısında yorgunluğunu hissetmiyormuş. Tembel kurbağa, tembellik yapmanın ne kadar kötü bir şey olduğunu anlamış ve arkadaşlarından özür dilemiş. O günden sonra bir daha asla tembellik yapmamış ve her zaman arkadaşlarına yardım etmiş. Tüm bataklık hayvanları mutlu bir hayat sürmüş. Gökten üç elma düşmüş; biri anlatanın, biri dinleyenin, biri de bu masaldan ders çıkaranın başına.
Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.