Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde ormanda yaşayan, geçimlerini ekin ekerek sağlayan hayvanlar varmış. Birisi biber, diğeri domates, başkası salatalık gibi bir çok sebze ve meyveyi ekerler ürünlerini pazarda satarlarmış.
Günlerden bir gün hayvanların ekinleri büyümemeye başlamış ve hayvanlar çok endişelenmiş. Zebra, ormanın en bilgini olan Bilge Baykuş’un evine gitmiş ve ekinlerinin büyümediğini, çok zor durumda olduğunu söylemiş. Bilge Baykuş ne yapacağını düşünmeye başlamış ve geçmişten beri sakladığı sandığını açıp içinden bir poşet tohum çıkarmış. “Al bu tohumları tarlanın ortasına serp, ama unutma bunu herkesle paylaşman gerek” demiş. Zebra, Bilge Baykuş’a teşekkür edip hemen arkadaşlarının yanına gitmiş. Tohumları tarlasına serpmiş ve arkadaşlarına da bu tohumlardan vermiş. Bilge Baykuş sayesinde ormanda ki ekin sorunu çözülmüş ve herkes pazarda yiyeceklerini satmaya başlamış. Bu sırada ormana yeni gelen bir fil varmış ve zebranın tohumları herkesle paylaşmasına çok şaşırmış. Hemen zebranın yanına gidip: “Neden tohumları herkesle paylaştın, eğer kimseyle paylaşmasaydın ormanın en zengini sen olurdun” demiş. Zebra ise: “Haklı olabilirsin ama arkadaşlarım aç yatarken ben tok olamazdım. Elimdekini paylaşmazsam daha fazlasını kazanamam. Şimdi sadece ben değil bütün orman haklı zengin olacak ve hepimiz rahat yaşayacağız. Böylelikle ne kavga çıkacak ve açlık olacak.” demiş.
Fil, zebraya hak vermiş ve paylaşmanın önemini anlamış. O günden sonra orman halkı hep mutlu olmuş ve paylaşmanın önemini hiçbir zaman unutmamışlar. Bu yaptıkları davranış diğer ormanlara da bir ders olmuş. Masal da burada bitmiş.
Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.