Bir zamanlar uzak bir köyde yaşayan genç bir delikanlı varmış. Bu delikanlı köyde çobanlık yaparmış. Herkesin, koyunlarını, kuzularını alır otlatmak için uzak çayırlara götürürmüş. Her gün sabahın erken saatlerinde kalkar, hayvanları toplar ve yola çıkarmış.

Günlerden bir gün genç çoban hayvanları alıp uzak çayıra otlatmaya gitmiş. Bir saat geçmiş, iki saat geçmiş, üç saat geçmiş… Bizim çoban sıkılmaya başlamış, ne yapsam diye düşünürken aklına bir plan gelmiş. Hayvanları orada bırakıp köye doğru koşmuş. Köy meydanında bağırmaya başlamış “Yetişin yetişin, hayvanlara kurt saldırıyor” demiş. Köylüler hemen çayıra doğru koşmuşlar fakat ortada ne kurt varmış nede tehlikeli başka bir şey. Çoban, gülerek onları kandırdığını söylemiş. İçlerinde birisi “Bu yaptığın hiç doğru bir davranış değil genç! Bizleri kandırdın. Bir daha böyle bir hata yapma” demiş. Köylüler şaşkın ama biraz da kızgın şekilde geri dönmüşler. Aradan bir kaç gün geçmiş, bizim genç çoban yaptığı şakayı tekrarlamak istemiş. Daha önce yaptığı gibi yine koşarak köye gitmiş ve bağırmaya başlamış. “Koşun koşun, kurtlar sürüye saldırmaya başladı. Yardıma ihtiyacım var” demiş. Bunu duyan köylüler, çobana inanmışlar ve kurt sürüsü kovmak için tekrardan çayıra gitmişler. Ama bu sefer de kurt sürüsünü görememişler. Çoban onları ikinci sefer kandırdığı için çok mutluymuş, kahkahalarıyla çayırı inletiyormuş. Köylüler çok kızmış ve çobana tek kelime söylemeden köye geri dönmüşler. Köylüler köye döndüklerinde yalancı çobana ders vermek istemiş, aralarında bir plan yapmışlar. Ertesi gün köylülerden biri, koşarak çobanın yanına gidip “Delikanlı, çayırın arkasından geliyorum, kalabalık bir kurt sürüsü gördüm canımı zor kurtardım. Hemen hayvanları toplayıp köye geri dön. Burası çok tehlikeli” demiş. Çoban panik yapmış, hemen hayvanları toplamaya çalışmış ama hayvanlar aç oldukları için çobanı dinlemiyormuş. Bir kuzu bir yana, bir koyun başka yana kaçıp duruyormuş. Çoban kan ter içinde kalmış ne yapacağını bilemez durumdaymış ve oturup ağlamaya başlamış.

Çobanın ağladığını gören köylüler, gizlendikleri yerden çıkmışlar ve çobanın yanına gitmişler. İçlerinden yaşlı bir kadın “Bak genç çoban, yalan söylemek çok kötü bir davranıştır. İki kere bizlere yalan söyledin ve bizi yanılttın, tüm köyün güvenini kaybettiğin. Yaptığın bu kötü davranıştan sonra sürüye kurt gelseydi sana asla inanmaz ve yanına gelmezdik, bu yüzden de bütün hayvanlar telef olurdu. Hatanı anlaman için sana böyle bir ders vermek istedik. Artık aklını başına al, bir daha asla yalan söyleme” demiş. Çoban çok utanmış, başını yere eğip “Hepinizden çok özür dilerim, böyle olacağını bilemezdim. Bana iyi bir ders verdiniz. Bir daha asla yalan söylemeyeceğim” demiş. Bunun üzerine köylüler çobanı affetmiş, çobanda dürüst bir şekilde hayatına devam etmiş. Bir süre sonrada tüm köylülerin güvenini kazanmış ve huzur içinde köyde yaşamış. Masal da burada bitmiş.

Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.