Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; develer tellal iken, pireler berber bir yağmur ormanında yaşayan iki karga varmış. Bu kargalardan biri oldukça yaşlı iken, diğeri henüz çok gençmiş.
Yaşlı karga, yılların getirdiği birikim ve tecrübeden dolayı çok ağırbaşlı ve vakurmuş. Genç karga ise gençliğine olan güveninden ötürü her önüne gelene meydan okur, yaşlı kargalarla alay edermiş.
Günün birinde bu genç karga, tecrübesi ve bilgeliğiyle meşhur yaşlı kargaya gitmiş ve; “Gel seninle bir yarışma yapalım. Kim daha güçlü ve akıllı herkes görsün” demiş. Yaşlı karga, ukala tavırlar sergileyen bu genç kargaya iyi bir ders vermek istemiş.
“Peki! Seninle yarışacağım. İkimiz de aynı boy ve ağırlıkta iki çantayı alıp içlerini istediğimiz şeylerle dolduracağız. Çantayı en yükseğe çıkaran bu yarışmanın kazananı olacak” demiş.
Genç karga kendinden emin bir biçimde;
“Tamam! Nerde ve ne zaman istersen” cevabını vermiş ve hazırlanmak için evine uçup gitmiş.
Yaşlı karga birkaç gün sonra yarışmak için genç kargaya haber yollamış. Genç karga çantasına pamuk doldurup yarışacakları alana gelmiş. Yaşlı karganın çantasına şeker doldurduğunu görünce onunla alay etmiş.
Küçümser bir ifadeyle;
“Hey ihtiyar! Sen bu şeker dolu çantayı yerinden bile kıpırdatamazsın. Hiç yarışma zahmetine girmeden istersen yenilgiyi kabul et. Durduk yere kendini sakatlama” demiş.
Yaşlı karga ona cevap bile vermemiş. Kaplumbağanın verdiği startla yarışma başlamış. Genç karga çantasını kaptığı gibi yükselmiş. Yaşlı karga biraz beklemiş. Aradan birkaç dakika geçmeden başlayan yağmur yaşlı karganın çantasındaki tüm şekerleri eritmiş. Yaşlı karganın çantasını alıp havalandığı sırada, genç karganın yağmur suyunu emen pamuk dolu çantası herkesin gözleri önünde yere çakılmış.
Genç karga o gün tecrübenin nasıl da önemli bir şey olduğunu büyük bir ders alarak anlamış. Bu masal da burada bitmiş…
Yazar: Pedagog Ercüment Eşsiz
Daha pek çok güzel masal için “Masallar” kategorimizi inceleyebilirsiniz.